2012 İŞÇİ, MEMUR, EMEKLİ MAAŞLARINDAKİ ARTIŞ ORANLARININ, YILLIK KİRA ARTIŞ ORANLARIYLA İLİŞKİLERİ - 4

2012 İŞÇİ, MEMUR VE EMEKLİ MAAŞLARINDAKİ ARTIŞ ORANLARININ,
YILLIK KİRA ARTIŞ ORANLARIYLA İLİŞKİLERİ ÜZERİNE (DÖRDÜNCÜ BÖLÜM)

Değerli Okurlar;

Yazının önceki üç bölümlerinde yurttaşların anayasalar bağlamında haklarına değinerek bu hakların temelinin devletçe güvence altında tutulmuş görülmesine rağmen devlete hükmeden siyasi hükümetlerce bu anayasalarda meşru olan hakların uygulanırlığında ise, amaçtan uzaklaşılabileceği yada tam anlamıyla anayasal hakların uygulanmadığı yönündeki ana fikirle sizlere yansımaya çalışmıştık.

Son bölümle devam edecek olursak;

Kişilerin mutlu ve sağlıklı yaşayabilmelerinin temel koşutlarından birisi de gelir dengelerindeki sosyal adalettir. Ülke nüfusunun çoğunluğu yoksunluk içerisinde iken, öte tarafta ülkenin azınlık kısmının sefahat içerisindeki yaşam tarzı ekonomik dengelerde sıkıntı yaratmakla kalmayıp, yanı sıra etik değerlerin yitmesine, hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, rüşvet alıp verme gibi sosyal ahlaksızlıkları da beraberinde sürükleyebilmektedir.

Gelir dengelerinin olduğu bir sistemde, arz ekonomisine yanıt verecek taleplerin alım gücü de yükselmiş olacaktır. Birbirine yakın dengelerdeki kişilerin alım güçleri de piyasa ekonomisinde sıklaşan deşiklikleri öteleyeceği gibi adil bir siyasal sistemin de ülke ekonomisine hâkim olmasını sağlayacaktır.

Arz ve talep arasındaki dengelerin yok olmakta yada yok olduğu ülkelerde sosyal kaosun yanı sıra, hukuk ve devlet erki de tamamen yok olmuş, türedi zenginler piyasa ekonomisinin sahibi olmuşlardır.

Bu tür ülkelerin kentlerinde yoksunluğun ve varsıllığın yer aldığı semtler, mahalleler ve buralarda yaşam sürmekte olan bireyler toplulukları yer almaktadır. Son zamanlarda bu gibi mahalleler “varoş” olarak tanımlanmaktadırlar.

Bugün bu nedenle ticari piyasada büyük alışveriş merkezlerinin, gıda ve ihtiyaç maddeleri üreten firmaların devamlı dinci (anti-laik) çevrelerce çoğalarak açılır olmasının ardında ise gayrimeşru ve dinsel temalı kaynaklardan aktarılan maddi varlıkların o gibi ticarethaneler vasıtasıyla aklanmasına odaklıdır.

Gelelim sandıkta kuzu kuzu kendisini böylesine aldatan iktidarına ısrarla oy vererek ondan medet uman ama aslında kazık yiyen ve paşa paşa yıllık kira artış oranlarına boyun eğerek kira tutarlarını malın mülkün sahibine ödeyenlerin içler acısı halinin 2012 de nasıl olması gerektiğine.

Bu yazı serisinin yazarı olarak ve gerekse de ulusal ve uluslararası arenada tüketici hakları ile ilgili yılların deneyimli uzmanı olarak, 2012 Türkiye’sinde kesinlikle kiracıların kira artışı yapmasından yana değiliz.

Üstelik bu düşüncemiz AKP iktidarının hakim bulunduğu yıllardır süregelen değişmez sermaye iktidarı politikasına göre; çalışanların, emeklilerin, maaş ve ücretleri üzerinde tatminkar yıllık artışların da yapılmadığı bir süreçler silsilesinde de kesindir.

Yalancı siyasetin sonucu asılsız zengin bir Türkiye yarattık söylemlerinde bulunan iktidar siyasetinin milletvekillerinin, (çıkarda destekli muhalefetle işbirliğiyle) asgari ücretlisini 700.TL.’sına çalıştırmayı onayladıkları gerçeğinden hareketle, iş kendilerine gelince, 18 Milyar TL.’sını az buldukları için mutsuz olan ve iki yılda emeklilik hakkı elde etmeyi de hak gören hakim zihniyetteki siyasi sistematiklilerin yönetimdeki bu ülkede, yıllık kiraların her yıl indirilmesini daha adil ve hakça bir siyasal düzenin gereğinde görmekteyiz.

2012 yılı kira artışına ilişkin olarak, çeşitli sivil toplum örgütlerinin tepki ve açıklamalarını basın yoluyla takip etmekteyiz.

Yapılan açıklamalara göre ortalama olarak ev sahiplerinin en fazla yapabilecekleri artış oranının yüzde 8 ila 10 arasında olduğuna tanık da olunmaktadır.

2012’deki yıllık kira artış oranının belirlenmesinde temel ve en önemli ayracın ev sahiplerinin kiralara, enflasyon oranından da fazla artış yapamayacaklarına ilişkin yargı kararlarıdır. Bu konuda yargı kararları ve içtihatlar olmakla birlikte, hükümet yetkililerinin enflasyondan çok artış olamayacağı yönünde açıklamaları da bulunmaktadır.

SONUCA NET OLARAK ULAŞABİLMEMİZ İÇİN AŞAĞIDA YER ALAN VE BASINDAN YAPTIĞIMIZ ALINTILARA GÖZ GEZDİRMEKTE YARAR VARDIR !

Aşağıdaki haberlerin kısa içeriklerini sizlere aktarmakta yayar görüyoruz. Hemen yanlarında da parantez içerisinde koyu yazılı olanlar ise bizim düşüncelerimizin paylaşımı olarak yer almaktadır.

2012 için, Memur maaş katsayıları, yüzde 2,68′lik enflasyon farkına göre yeniden belirlendi.

1 Ocak’tan geçerli olmak üzere katsayılar enflasyon farkına göre düzenlenecek.
2012 yılının Ocak -Temmuz döneminde 0,06446 olarak uygulanacaktır. (Dikkat; %1 değil)

0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için 32.23 TL olarak ödenen aile yardımı ödeneği zam sonrası 33,09 TL’ye, diğer yaş grubundaki çocuklar için ise 16,12 TL’den, 16,55 TL’ye artırıldı. (Artış bir lira değil)

Çalışmayan eş için ödenmekte olan aile yardımı ödeneği ise 137,56 TL’den 141,24 TL’ye yükselirken, asgari geçim indirimi bekar memurlar için 59,74 liradan 66,49 TL’ye çıkarıldı.. (Artış beş altı lira)

2012’de yeni katsayılar, memur maaşlarına yüzde 2,68′lik enflasyon farkı oranında yansıtılacaktır. (Artış oranı %3 değil)

Yeni düzenlemelerle 12′nin 1′inden maaş almakta olan bir hizmetlinin Aralık ayında bin 580 lira olan maaşı Ocak’ta bin 630 liraya, 13′ün 1′inden maaş almakta olan bir devlet memurunun Aralık’ta bin 696 lira olan aylık maaşı ise bin 749 liraya çıkıyor.

(Buna göre, hizmetli maaşındaki artış yüzde 3,16, diğer memurun maaşındaki artış 3,13 olarak belirlenmiştir.)

9′un 3′ündeki bir öğretmenin maaşı bin 809 liradan, bin 865 liraya yükselirken, (Artış 56 lira) 8′in 1′indeki bir polisin maaşı da 2 bin 363 liradan, 2 bin 434 liraya yükselecek. (Artış tutarı; 71 lira)

(Böylece söz konusu düzenleme ile öğretmen maaşında artış oranı, yüzde 3,1 tür.)

Maliye Bakanlığı, enflasyon farkı nedeniyle 2012 sözleşmeli ücret tavanlarını da yeniden düzenledi. Buna göre, KİT’lerde sözleşmeli olarak çalışan personelin Aralık ayında 3 bin 382 lira olan ücret tavanı, Ocak’ta 3 bin 472,60 liraya çıkarıldı. (Artış 90,6 lira)

En yüksek devlet memurunun Aralık’ta 3 bin 489 lira olan sözleşme ücreti de, 3 bin 582,50 lira olarak belirlendi. (Artış 93.5 lira)

DEĞERLİ BU YAZI DİZİSİNİN OKURLARI VE BİLGİ SAHİBİ OLMAK İSTEYEN MERAKLILARA SONUÇ OLARAK;

2012 yılı için kira artış oranlarınızda artırım yapmanıza gerek olmayıp, ısrarcı kira artışı talebinde bulunanlara yargı yolunu göstererek kira tespiti davasını açmaları isteminde bulunmanız bizim kişisel tavsiyemizdir.

Böyle bir dava ile muhatap olduğunuzda sizde çok iyi kanıtlar sunmak durumunda olmalısınız. Sizin kirada bulunduğunuz yerin emsallerinin sizden düşük kiralı olanlarını, devlet mülk ve lojmanlarının kira bedellerinin sizden düşük olduklarını iyi araştırıp bunları mahkemede ve bilirkişilere karşı belgelemelisiniz.

Yok ben yinede bir miktar zam yapayım. Bugüne kadar kiracısı olduğum mülkün sahibi ile hukukumuz çok iyi devam etti, bundan sonrada üç beş kuruş için aramızda sorun olmasın düşüncesinde iseniz, isterseniz %3-5 artış yapabilirsiniz. İsterseniz iki katı o sizin özgür iradenizin tecellisidir. Yani sizin keyfi âliniz.

Ancak ben bu gelirimle geçinemiyorum. Ekonomik olarak devletin bana uygun gördüğü ücretim yetersiz diyenlerdenseniz, yani; İşçi, memur veyahut emeklisi gibi dar gelirli gurubundansanız ve kira artış oranında ısrarcı olan mülk sahibinizin sizin yaptığınız zamdan fazla olan talebini, siyasi düşüncenize yakın olan ve sizi temsilen mecliste görevlendirmekte bulunduğunuz vekilinizden alması için adresi ısrarcı olan onlara gösteriniz.

Adres mi, TBMM!..

TBMM’ neresi mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ankara.

Yani sizin vekillerinizle temsil edildiğiniz demokrasi alanı sandığımız o yer.

Bunları beğeni ile değerlendirmeyip de bize kızmakta iseniz o zaman, heyhat !....

Boşa mı atasözlerimiz, “Kör tuttuğunu öpermiş”.

O zaman siz defalarca öpülmeye layıksınız demektir.

Prof. Dr. Öner SAMANLI

“TÖDEF”
TÜKETİCİ ÖRGÜTLERİ VE DERNEKLERİ FEDERASYONU

“TÜRKİYE’NİN TÜKETİCİ HATTI”
http://turkiyenintuketicihatti.blogspot.com/