4 Ocak 2011 Salı

EVLERİMİZE GÖNÜLLÜ GÖTÜRDÜĞÜMÜZ AZRAİL, "NAFTALİN VE BEYAZ ÖLÜM"


Yıllardır, birçok insanın kullanım alışkanlığı haline gelen, güve kovucu olarak, halılarımızı, kıymetli yünlü giysilerimizi, çeyizlerimizi koruduğumuz, onları korurken meğer canımızdan vazgeçtiğimiz, NAFTALİN hakkında, yazdığı yazısı ile gerçekten tüketici bilincine değer katan sevgili kardeşimiz, Murat SEVGİ’yi bu günden itibaren Derneğimizin, “FAHRİ TEMSİLCİSİ” olarak ilan ediyor ve bu emeğe değer yazısından dolayı da kendisini tebrik ederek, yazısını iznini aldığımız üzere, köşemize de taşıma mutluluğuna erişiyorum.

“ULUSAL HEDEFİMİZ BİLİNÇLİ TÜKETİM TOPLUMU OLUŞTURMAKTIR”


Murat Sevgi’den, bundan böyle, benzer yazılarının sonuna da, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi sloganı olan ve uluslararası arenada “THE CONSUMERS COUSTOM” dan ödüllü sloganımız, “Ulusal Hedefimiz Bilinçli Tüketim toplumu Oluşturmaktır” cümlesi ile bitirmesini diliyoruz.

İlgili yazıyı öncelikle, “TÜRKİYE’NİN TÜKETİC HATTI” yayın sayfamıza taşıyorum. “Milliyet Blog Tüketici Köşesi”nde de, gözden kaçıranlar ve bizi izleyenlerin bilgilerine sunuyorum.

Saygılarımla,

SEMRA ŞAHİN
……
….



BEYAZ ÖLÜM: NAFTALİN

Murat SEVGİ

Giysilerimiz, özellikle yünlü kazaklar, hırkalar güve denilen zararlı tarafından parçalanmasın diye gardıroplarımızda bekleyen eşyalarımızın arasına naftalin koyarız. Güve, bu maddeden hoşlanmadığı için yünlü eşyalar zarar görmeden uzun süre saklanabilir.

İYİ DE NEDİR BU NAFTALİN?

Marketlerden aldığımız, beyaz, misket büyüklüğünde toplar yada toz şeklinde bir malzeme. Giysilerin arasına küçük bez torbalar ile koymak mümkün. Artık kendinden torbalı olan şekli de var.

Bu madde bir süre sonra yok oluyor. (Bitiyor!) Yenisini alıp yerine koyuyoruz. Peki nereye gidiyor? Naftalin katı halden sıvılaşmadan gaz hale geçebilen bir kimyasal. Buna süblimleşme deniliyor. Yani buharlaşıp uçuyor. Elbise dolaplarınızda ve giysilerinizde duyduğunuz o kokunun sebebi de naftalin buharı. Paket-paket alıp her yıl yenilediğimiz bu madde aslında çok tehlikeli.

Üzerine naftalin bulaşmış giysileri giymek zarar görmek için yeterli. Ama size daha tehlikeli olanının hatırlatmak istiyorum.

Giysi dolaplarımız genelde yatak odalarında. Bu dolaplarda buharlaşan naftalin, oda içerisinde yayılmakta ve yıl boyu, hiç eksilmeyen bir şekilde zaten kapalı olan yatak odası havalandırmasız kaldığında uykuda olduğunuz korumasız zamanlar boyunca ciğerlere çekilmekte.

İlk bakışta az bir miktar olduğu için küçümsenip önem sıralamasında ciddi bir yere konulmasa da her gün kesintisiz solunması çok tehlikeli sonuçlara gebe olduğunu gösteriyor.

Naftalin (ve diğer böcek öldürücüler) güvelere karşı kullanılan önemli bir kimyasal. Ama aileniz ve çocuklarınız da bu kimyasal ile en az güveler kadar temas halinde yaşıyor. Böyle bir riski düşündünüz mü?

Özellikle çocukların gelişmemiş metabolizmaları için çok tehlikeli sorunlara yol açabilir. Bu durumdan kurtulmak geleneksel ev hayatından bu tür zararlı alışkanlıkları bırakmakla mümkün.

Bir zamanlar sokaklarında ineklerimizin dolaştığı eski bir çiftçi kasabasında yaşadığım için iyi bildiğim bir örnek var. 20-25 yıl öncesine kadar çok kullanılan DDT adında bir böcek öldürücü vardı. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yasaklandı.

DDT’yi bularak dünyaya büyük iyilik(!) yapan bilim adamı; Paul Müller’dir. “Paul, 1948 yılında DDT adlı zehir sayesinde Nobel’i kapmıştır. İnsanlık, kendi varlığına yapılan bu büyük saldırıyı birkaç yıl içerisinde fark etmiş ve 1972 yılında DDT’yi yasaklamayı başarmıştır. İnsanlar böylece dünyadaki kemirgen hayatlarına daha rahat devam edebilmişlerdir. Tıpkı GDO tartışmasında olduğu gibi dünyada DDT de tartışılıyor. Bu tartışma bilim çevrelerinde sürerken -günümüzde bile- DDT’yi savunan hiç de az değil! Nasıl mı? Aynen şöyle: DDT sıtma hastalığının sebebi olan sineklerin ve diğer birçok böceğin yok edilmesinde çok önemli bir etkiye sahip olduğu için; bunun yasaklanması ile 40 milyondan fazla insan ölmüş. Eğer DDT olsaydı bu insanlar böceklerin bulaştırdığı hastalıklardan ve parazitlerden korunacaklarmış ve ölmeyeceklermiş.” (“GDO’ya Alışın!” başlıklı yazımdan.)

Ama yasaklanana kadar bolca kullanıldı. 60’lar yada 70’lerde; bu DDT çok tehlikeli. Kanser ve birçok hastalığın babası denilseydi eminim kimse inanmak istemezdi. Nedeni de o gün için işlerini çözen ve zararlılara karşı önemli bir çözüm olan bu maddenin gerekliliği olurdu!

DDT’yi yasaklayıp 40 milyon insanı öldüren -benimle aynı kafadaki- ‘canavarlar’, Naftalin için de hiç iyi şeyler düşünmüyor! Bu ‘DDT severler’, acaba Naftalin yasaklanırsa kaç tane yün hırkanın yada kazağın kullanılamaz hale gelmesine sebep olacağımızı hesap ettiler mi?

Doğada serbest halde bulunmayan, her türlü kimyasaldan uzak durmakta yarar var. (Bu uyarı; serbest halde bulunan kimyasallara yaklaşın demek değildir.) Zaten doğa, herhangi bir kimyasalı serbest bırakacak kadar ‘…………’ değildir. (Boşluğu siz doldurun.)

Hep sevgi ile kalın.



….
….
….


Semra Şahin
TÜKETİCİ KÖŞESİNDE
“SEMRA ABLANIZ”

E-BİLGİ İÇİN: bizebilgi@hotmail.com



ÖNEMLİ DİPNOT BİLGİSİ:
Tüketici Köşesinde, “Semra Ablanız” Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerimi,
İsmim, Soy İsmim ve yazının Kaynak linkinin gösterilmesi suretiyle alabilirsiniz.
Yazılarımın tüm telif hakları, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi’ne aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.