29 Kasım 2010 Pazartesi

GIDADA TÜKETİCİ SAĞLIĞI ÜZERİNE OYUNLAR, BÜYÜK KABUSUN TARİHİ YAKLAŞIYOR

12 Aralık 2010 tarihinde, Türkiye’de tüketici sağlığını yakinen ilgilendiren bir yasa değiştirilecektir.

Değiştirilecektir, çünkü mevcut yasanın varlığı ile, AKEPE iktidarının esnaf ve tüccarı yeterince nemalanamamaktadır.

Ülkemizde tüm devlet yönetimindeki işleri özelleştirme gayretinde olan AKEPE hükümeti izlendiği ve yaşandığı üzere hızla, Atatürk İlke ve Devrimlerinden uzaklaşmanın gayreti içerisindedir.

AKEPE bu yoldaki çabalarında geciktiği her saniye için büyük bir suçluluk duygusu yaşamaktadır.

Mutlu azınlıkların ezici hakimiyeti ile, ülkeyi emperyalist ABD ve AB’ne doğru hızla sürüklerken diğer taraftan da, sözde İslami tavır modelleri sergileyerek, kendileri gibi siyasi minvalde bulunan İslami erkleri de hareketlerine destek sağlatmaktadırlar.

AKEPE’NİN SON OYUNU TÜKETİCİ SAĞLIĞININ ÜZERİNE KURULUDUR

AKEPE’nin ülkemizdeki başarısız tarım ve hayvancılık politikaları üzerine
süregelen politikaları hakkında “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Prof.Dr. Öner Samanlı’nın yazılarını kamuoyunda takip edenler bu hususlarda daha detaylı bilgi sahibi olanlardır.

Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda kuru bakliyat üzerine oynanan oyunları, mısır üreticisine vurulan bilinçli darbelerin, kuş gribi adı altında köylünün üreticinin elindeki tavukların telef edilmesinin, kırmızı et üzerindeki bilinçli fahiş fiyat politikalarının, ithal edilen kurbanlıkların arkasındaki değil, önündeki, yanındaki, aleni güçlü siyasi güçtür AKEPE.

AKEPE’yi; Adaletin Kaldırıp Emeğin Pul Edildiği bir tanımlamanın kısaltılmışı olarak da tanımlamak çok daha doğrusu olacaktır.

Toplum sağlığını yakından ve doğrudan ilgilendiren bir uygulama, toplum sağlığı açısından ürkütücü bir yasanın yasallaştırılmasına sayılı günler kalmıştır.

Halen mevcut olan yasa gereğince; Restoranlar, ekmek fırınları ve pastaneler sorumlu müdür çalıştırmak zorundadırlar. Bu sorumlu müdürlerin büyük kısmı gıda mühendislerinden oluşmaktadır. Beş fırın aralarında birleşip bir sorumlu bir müdür tutmaktadır. O müdürlerde işletmelerde tüketici sağlığı açısından gereken denetimleri yapıyorlar.

Bakanlık ya da belediyeler herhangi bir teftişte olası hijyen sorunlarından bu kişileri sorumlu tutarak, kusurlu hallerde tuttukları tutanaklarla, bu kişileri cezai muhatap olarak gösteriyorlar.

Yani sorumluların tamı tamına taşın altına elini koydukları bir sorumlu görevin icra edilmesi durumu.

AKEPE,  Avrupa Birliği kriterlerini bahane ederek bu  uygulamayı yakın bir süreçte tamamen Tarım Bakanlığı denetimine vermeye hazırlanmaktadır.

BU YAZIMI OKUYAN UYANIKLAR ŞİMDİDEN HAZIRLIKLARINI YAPSINLAR

Bu tavırın ileriki görünen manzarası da özelleştirmedir.

Gıda kontrol laboratuarlarının özelleştirilmesidir.

Trilyonluk yatırımların heba edilmesidir.

Yani çıkacak yasa sonrasında, yeni dönemde bu sorumlu müdür tanımındaki kişiler olmayacak, Tarım Bakanlığı bünyesinde çalışanlar bu işyerlerini denetleyeceklerdir.

Anlatmak istediklerimi kolaylaştırmak ve aşağıdaki linkli hususlarda daha hassas şekilde bilgilenmeniz gayesiyle,

 “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Prof.Dr. Öner Samanlı’nın geçmiş yıllardaki bir basın açıklamasından ilgili kısa bir kısmını izninizle bilgilerinize sunmak istiyorum.

“Türkiye Kamuoyu’na;

Şu anda basın açıklaması yaptığım kürsünün önündeki masada görmüş olduğunuz, üzerlerindeki markaları kapansın ve görülmesin diye beyaz kağıtlarla kaplamış olduğumuz paketlerin içerisinde, 1LT.lik orijinal ambalajlarında farklı on marka UHT süt bulunmaktadır.

Belki biri ikisi çok sağlıklı ve üzerlerinde yazılı içeriğe bire bir sahip olabilir yahut da olmayabilir.

Ancak iddia ediyorum ki bu sütler sağlıklı tahlil edilince içlerinde, üzerinde yazılı bulunan %100  %3 oranında yağlı süt ibaresi bulunduğu halde, %50 sinden fazla kısmının süt tozu bile olmadığı ortaya çıkacaktır.

Daha da ileri gidiyorum. Bu süt tozlarının tamamına yakını Çin’den ithal edilmiş olanıdır.

Belki de soyadır.

Daha da ileri gidiyorum. Bu süt tozları dünya kamuoyunda bilinen, AB’nin yakınından bile geçemeyen, Çin’de üretilen süttozları olup, AB uzmanlarının yaptıkları açıklamalardan edinilen sağlıklı verilere göre de %50 den fazla oranda tehlikeli ve zehirli öldürücü melamin maddesi içeriklidir.

Şimdi konunun esas önemli ve acı kısmına geliyorum.

“TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği ulusal ölçekli olarak, Türkiye tüketicisini bilinçlendirmek ve haklarının korunmasında rehberlik yapmak üzere kurulmuş tam bağımsız bir sivil toplum örgütüdür.

Tüketicilerin fark edemedikleri  tüm sorunlu üretim ürünlerini belirleyip içeriklerini tahliller yaptırarak kamuoyuna sunmayı ise bir ödev bilir.

Görmüş olduğunuz ambalajlardaki her birisi 1Lt. olan 10 tane sütün özel bir laboratuarda “SÜT” içeriğine tamamen uygun olup olmadığının raporlu tahlilinin bir paketinin ücreti 1580.TL. sıdır.

Ayrı ayrı markaları olan 10 paket sütün tahlil bedeli toplamı da, 15.800.TL.sıdır.

Bu derneğin yıllık üye aidatı 12.TL. sıdır. Üye aidatlarından başkaca bir geliri olmadığı gibi üye aidatları da toplanması olanaklı bile değildir.

Derneğin Genel Merkezinin Telekoma borcudan dolayı telefonları hacizlidir. Derneğin Genel Başkanı olmaktan dolayı, Telekom’un muhatabı da işte bu karşınızda sizleri aydınlatmaya çalışan, bir öğretim görevlisi kardeşinizdir. Bu kardeşinizin de, sizlere hizmetlere devam edilsin diye, maaşından bir kısmı, Telekom’a olan “TÜKORDER” borçlarını ödemeye taksitlendirilmiştir.

MEMLEKETİMİZDEN İNSAN MANZARALARI DEĞİL Mİ..?

Değerli basın mensuplarımız ve tüketiciler, şimdi sizlerden dikkatlice masa üzerindeki üzerleri markaları görünmesin diye beyaz kağıtla kaplamış olduğumuz 10 adet süt paketlerine bakmanızı rica ediyorum.

Bu sütler derneğimizin kasasında hiçbir zaman olmamış hangi parayla tahlil ettirilebilecektir.

Sizlerden ses çıkmıyor. Peki ben cevap vereyim..

Devletimiz ne güne duruyor…

Evet devletimizin kurumları var, bu ürünleri enine boyuna dört dörtlük tahlil edebilecek donanıma sahip laboratuarlarımız var.

Tarım Bakanlığı bünyesinde, her ilde her büyük ilçede gıda kontrol laboratuarlarımız var…

Orada niye yaptırmıyoruz ki,

1-    O laboratuarlarda da bedava tahlil yapılmıyor ne yazık ki.. 100 TL..nin altında olsun yeminle şahsen cebimden vererek bu milletin çocuklarının, insanının sağlığı için yaptıracağım ama durum öyle değil. Tarım Bakanlığının bu laboratuarlarında ki tahlillerinde her biri 600.TL. civarında. Yani toplam  yine maliyeti 6.000.TL.sı.

2-    Adı geçen bu laboratuarların birisinde yıllar önce bir ürünle ilgili test talebinde bulunmuştuk. Ertesi gün tahlile verilen ürünün firmasının Genel Müdürü  beni, nereden nasıl bulduğunu bilmiyorum, direkt olarak cep telefonumda karşımdaydı. Oysa biz o ürünü o laboratuara verirken tüm gizlilikleriyle teslim etmiştik. Bu ürünün o laboratuardaki, dilekçemizde talep ettiğimiz araştırılmasını istediğimiz hususlarına ilişkin sırlarından o genel müdür nasıl haberdardı. Biz o firmanın talepleri ve beklentileri karşısında uygun tavır sergilemeyince, o genel müdür, “Hocam teklif bizden siz bilirsiniz, bizim de raporumuz 4/4 lük çıkacaktır demesindeki verilmek istenen mesajı neydi, lütfen anlayanlar anlamayanlara izah ederlerse sevinirim” Evet tüm itirazlarımıza rağmen o özürlü ürüne ilişkin tahlil raporu müdürün  tabiriyle dört dörtlük olarak yazılı şekilde geçen süreç sonrasında elimizde idi. 

Devletin kusuru olmaz ki…

Devlet cansız bir erktir.

Hükümetler ise onu canlandıran yönetseldir.

Hükümetler siyasidir.

Siyasiler ise riyasi.

Şimdi o süt paketlerini açıp huzurunuzda kamuoyuna teşhir edebiliriz.

Neden böyle bir eylemde bulunmuyoruz.

Haydi içerisinden birisi gerçekten %100 doğal süt ise.

Diğer dokuzunun yüzünden gözünüze çarparak lekelenmesine nasıl izin verebiliriz.

Biz yıllardır şu sloganı şiar edinmişiz.

“Sağlıklı Bilinçli Üretim, Sağlıklı Bilinçli Tüketim”
…..
….

Değerli okurlarım, TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Başkanı, Prof.Dr. Öner Samanlı’nın basın açıklamasının önemli gördüğüm bu kısmında verilmek istenilen mesajı aldığınızı umuyorum.

Lütfen tüketici sağlığı ve bilinci için aşağıdaki linkli yazıları da dikkatlice okumanızı öneriyorum.
İşlerin gidişatı bana şöyle bir hissiyatı çağrıştırıyor.

Çok yakında “Tarım Bakanlığı” da özelleştirilecek olabilir..

Gülüyorsunuz değil mi…

Paşaları bile maşa yapanlardan korkarım ve yapacaklarına da şaşırmam ben…


Gıda İşletmelerinde Mühendis Yoksa, Halk Sağlığı Tehdit Altındadır!.. Gıda Mühendisleri Odası’nın Basın Açıklaması.
Gıda Güvenliği Yasası hakkında Gıda Mühendisleri Odası Görüşleri.


Ziraat Mühendisleri Odası’nın “ Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda Ve Yem Kanunu Tasarısı Taslağı”  Hakkında Raporu.

Kontrol Laboratuarları İle İlgili Yönetmelik.


Semra Şahin

TÜKETİCİ KÖŞESİNDE
“SEMRA ABLANIZ”

E-BİLGİ İÇİN: bizebilgi@hotmail.com
ÖNEMLİ DİPNOT BİLGİSİ:
Tüketici Köşesinde, “Semra Ablanız” Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerimi,
İsmim, Soy İsmim ve yazının Kaynak linkinin gösterilmesi suretiyle alabilirsiniz.
Yazılarımın tüm telif hakları, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi’ne aittir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.