30 Kasım 2010 Salı

"TÜKORDER" Genel Başkanı Prof.Dr.Öner Samanlı'nın "ÖĞRETMENLER GÜNÜ SÖYLEŞİSİ"

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ANMA SÖYLEŞİSİ



Merhaba,

Bugün 24 Kasım 2010.

Bugünden şöyle geriye doğru baktığımızda, tıpkı bugün sizlerin beni dinlediğiniz gibi benim öğretmenlerimi böylesi nice günlerde dinlediğimi anımsıyorum.


Yıllardır aynılarının yazılıp, aynılarının yada benzerlerinin söylendiği gibi.


Oysa ben sizler için bugün farklı bir konuşma yapmayı istiyor olduğum için günlerdir belki süreci beş dakika bile sürmeyecek bu konuşmalarım için uğraş veriyorum.


İstedim ki bugün farklı bir şekilde karşınıza çıkarak yüreğimden gelen o çığırtkan sesi, beynimdeki sevgiyi eğitimcilik sevdalarının fırtınalarına karararak aktarayım.


Benim öğretmenlerimin aktardıklarından farklı, benim de geçen yıllardakinden farklı bir 24 Kasım söyleşimiz olsun istedim.


Yani basma kalıpları öteledim, farklı bir düşünsel eylemin sunağından fışkırmak isteyerek, ses vermeyi yeğledim.


Bugün sizlere, büyük bilgeleri, devlet adamlarını, cesur ve kararlı komutanları, ilim ve bilim adamlarını, sevgi hanelerinizi süsleyen yürek baş köşelerinizin vazgeçilmezleri olan annelerinizi ve babalarınızı da yetiştiren o idealist “İnsan Mühendisi”(1)lerinden söz etmek istiyorum.


İnsan Mühendislerinden.


Soyut, İnsanlık Fakültelerinde özveriyle görevlerini sürdüren eğitim gönüldeşlerinden söz etmek istiyorum.


Bilge kişilerle başlayan betimlememde, anne ve babalarınızın da bulunduğunu bilmenizi isteyerek.


Bende o bilge kişilerin bilgilerinden yararlandığımı, anneleriniz ve babalarınız gibi anne ve babamın korunağında bugünlerime geldiğimin bilincinde ve saygısında, geçmişimi bugünümde yaşamış olmanın mutluluğunda birbirimizi selamlayarak bir arada olduğumuz gönüllerin mis kokulu gülleri olan parkındayım.


Annelerin olamadığı yerlerde annelerin, babaların olamadığı yerlerde babaların hep olduğu, ama adlarının da “Öğretmen” olarak anıldığı o mesleğin neferlerinden birisi olabilme sansına sahip olarak aranızdayım.


Düşünebiliyor musunuz?


Yarınlarda kimileriniz bilge kişiler, kimileriniz büyük devlet adamları, kimileriniz ordularımızın cesur ve kararlı neferleri yada komutanları, köşe taşları, kimi yüksek yapıların ya temel taşları, yahut da o yüksek yapıların kulelerinin en uç noktaları, gönderinde dalgalanan bayrağımızın zarif birer yıldızı olacaksınız.


Kimileriniz sevgi hanelerinizi süsleyen yürek başı köşelerinizin vazgeçilmezleri olan annelerinizin ve babalarınızın yetenekli özüyle becerilerinde anlamla karılmış olarak onlardan çok daha olumlu ve başarılı anneler ve babalar olacaksınız.


Kimileriniz de sizleri o kararlı adımlarınızı atmaya yönlendiren şanslı kişiler, yani insan mühendisleri içerisinde yer alacaksınız.


Yani ne olacaksınız?


Öğ-ret-men…


Öğretmen öyle değil mi?


Evet, öğretmenler olacaksınız..!


İşte o gün bu 24 Kasım 2010 tarihini anımsayacaksınız…


Çünkü öğretmen olan bir öğretmen, unutulmazlık zırhına bürünmüş bir şahsi donanımın sahibidir.


Çünkü öğretmen olan bir öğretmenin unutulmak gibi bir şanssızlığı asla olmamalıdır.


İyi bir borsa yöneticisi yada kazançlı katılımcısı olmak için ekonomiyi iyi izlemek gereklidir.


Adaletin içerisinde, adaletli olmak için hukuk, ahlaki ve etik değerlerin kazanımlarına sahip olmak gereklidir.


Başarılı bir müzisyen olabilmek için iyi bir nota bilgisiyle, hassas bir kulağa sahip olmak gereklidir.


İyi bir ressam olmak için ise renkleri coşturmak, konuşturmak, leziz yemeklerin aşçısı olmak için ise damakların ortak tadını yakalayabilmek gerekmektedir.


“İnsan Mühendisi” diye tanımlanan öğretmen olabilmek için de biliniz ki, olmazsa olmaz gerekli olan en önemli unsur ise;


ÇOK ÖZVERİLİ BÜYÜK BİR YÜREĞE VE İDEALLERİNİZLE YÜKSEK DUVARLARINI ÖRDÜĞÜNÜZ YIKILMAZ BİR SEVGİ KALENİZİN OLMASI GEREKTİĞİDİR.


Kardelenler, soğuk kış günlerinde gördükleri sıcak bir güneş ışığına gönül vererek, o acımasız soğuğa aldırmaksızın kararlı dik duruşlarıyla doğaya meydan okurken, bir olmaz gibi görüneni kanıtlayarak, kar üzerinde açarlar.


İşte bu nedenledir kardelen oldukları.




Öğretmence, öğretmen olabilmek o kararlı duruşa benzer.


Adları sevgi, kardeşlik, umut, ümit, cesur, azim, ufuk olan kardelenler gibi olmayı yeğleyerek sizlerle söyleşmeyi yeğledim.


Yağmur altında şemsiyesiz ama mutlu olduğumuz bir yürek muştulanması gibi…


Ala ayazların üşütemediği, acı don fırtınalarının donduramadığı dağ köylerindeki kardelen öğretmenlerin, kulaklarını çınlatmak istedim.


Kent merkezlerinde bizler gibi şanslı olanlarla selamlaşmak istedim.


Hepsinden önemlisi, bugün öğretmen olan öğretmenlerimizin sevincini paylaşan siz sevgili öğrencilerimle hep beraber, renk renk kelebekler olup da, o kardelenlerin üzerlerine konmak istedim.


Benim öğretmen olmama emek veren öğretmenlerime ve Baş Öğretmenime, saygılarımla.


Sizin öğretmen olmanıza ışık tutabilmek yolunda, ışık yıllarına kadar ellerinizin ellerimizde, yüreklerimizin yüreklerinizde saklı ve kenetli olduğunu bilmenizi istedim.


İyi ki birlikteyiz…


Öyle değil mi..?




Prof.Dr.Öner SAMANLI



BİLGİ NOTU:

Bu söyleşi yazısı, 10 Kasım 1993 tarihinde yazılmış olup, 24 Kasım 1993 tarihinde, Milli Eğitim Bakanlığı’nca, Ankara Ulus’taki eski TBMM karşısında bulunan Ankara Palas’ta verilen, “Cumhuriyet’in Öğretmenleri Balosu”nda, dönemin öğretmeni, “Öner Samanlı” tarafından okunmuştur.


Fonda, “Çökertme” türküsü enstrümantal olarak, Ankara Devlet Senfoni Orkestrası Çok Sesli Müzik Topluluğunca, seslendirilmiştir.


24 Kasım 1993 tarihinde, MEB’ca Ankara Palas’ta verilen, “Cumhuriyet’in Öğretmenleri Balosu, TRT3 ve TRT Int. TV akışında canlı yayınla, Türkiye ve Dünya izleyicisine aktarılmıştır.


(1) “İnsan Mühendisi” tanımlaması Öner Samanlı’nın 1985 yılında “Yenigün” Gazetesinde yayınlanan makalesinin başlığıdır.



Öner SAMANLI


“TÜKORDER”


Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği


Genel Başkanı






SÖZDE DEĞİL ÖZDE, ROZETTE DEĞİL YÜREKTE,


TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ


KURUCU EDİTÖRÜ


http://www.ataturksitesi.com






E-BİLGİ İÇİN: tukorder@hotmail.com






ÖNEMLİ DİPNOT BİLGİSİ:






Yazarın Dipnotu:


Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.


5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.


Yazılarımın tüm telif hakları, “TÜKORDER” Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi’ne aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.